Benzersiz ve “tamamen yeni” bir ulaşım türü. Bu, yaratıcıların neredeyse 11 yıl önce yaratımlarına verdikleri addır. Bugün bile sanki bilim kurgu filmi “Tron” ya da buna benzer bir şeyin karelerinden çıkmış gibi çok cesur görünüyor. İronik: Toyota FV2 harika bir tasarıma sahip ve direksiyonu bile yok.
Resimde konsept otomobilin çalışma konumu gösterilmektedir. Fotoğraf: youtube.com
Aerodinamik bir gövde, üç tekerlek ve çalışma konumunda ön cam görevini üstlenen açılır tavan. Gözünüze çarpan başka hiçbir şey yok; bu mucize son derece minimalist ve şık bir tasarıma sahip. Özellikleri hala büyük ölçüde bilinmiyor. İşte tanıdıklarımız:
✅ gövde uzunluğu – 3000 mm
✅ katlanmış yükseklik – 900 mm
✅ hareket halindeyken yükseklik – 178 mm
Toyota FV2'nin dingil mesafesi 2360 mm'dir, ancak "pilotun" ayakta durması gerektiğinden bunun pek bir önemi yoktur. Bir aracı oturma veya yatma pozisyonunda sürmek kesinlikle imkansızdır.
Bu nasıl yönetiliyor?
Peki bu “şeytan makinesi” nasıl kontrol ediliyor? Açıkçası, vücut hareketleri. Bu konsept otomobil Segway'e benziyor. Kullanıcı hızlanmak ve daha güçlü bir şekilde öne doğru eğilir. Yavaşlamanız gerekiyorsa geri dönün. Sağa ve sola dönüşler istenilen yöne eğilerek gerçekleştirilir.
Yaratıcılara göre bu tür bir kontrol, insanlar için mümkün olduğu kadar doğal kalıyor. Sezgisel düzeyde çalışır ve insanların günlük yaşamda yürürken hareket etme biçimleriyle pek çok ortak noktaya sahiptir. Burada gizli bir anlam var: Kontroller ne kadar net olursa genel olarak o kadar güvenli olur.
İlginç bir şekilde Toyota FV2 akıllı taşıma sistemi teknolojisini aldı. Mühendislerin fikri şu: "araba" yoldaki diğer araçlarla kablosuz iletişim kuruyor, böylece kullanıcının etrafındaki yoldaki durumu daha kapsamlı ve ölçülü bir şekilde değerlendirmesine yardımcı oluyor.
Arka tekerlekler sürücünün eğimine göre otomatik olarak eğilir. Fotoğraf: youtube.com
Bir hayal edin: Önünüzde bir trafik sıkışıklığı veya acil bir durum var ve henüz gelmemiş olmanıza rağmen bunu zaten biliyorsunuz. Engellerden kaçınmak için hızı önceden seçebilirsiniz ve bu da risksiz sürüş için çok önemlidir. Burada Japonlar ilkelerini değiştirmiyor; güvenlik önce gelir.
Veri çıkışına gelince, bu amaçla bir baş üstü ekranı (AR-HUD) uygulandı. Ön camın iç kısmında çalışır ve aynı zamanda gösterge paneli görevi de görür.
Sürücüsünü hisseden otomobil
Toyota temsilcileri, sürücüler ile araçları arasındaki ilişkinin, binici ile at gibi güven ve karşılıklı anlayış temelinde gelişeceğine inanıyor. En azından 2013'te ve ondan kısa bir süre önce durum böyleydi; bu, FV2 konseptinin geliştirildiği dönemdi.
Şirket, sürücünün ve gösteri otomobilinin "bir ilişki kurabilmesini" sağlamak için Toyota Kalp Projesi kapsamında oluşturulan bu otomobilde teknoloji uyguladı. Örneğin makine kullanıcının sesini tanır ve ruh halini belirlemek için bilgisayar görüşü aracılığıyla onu "izler".
FV2'nin akıllı sistemi sürüş geçmişini toplayarak öğrenebilir. Buna dayanarak ulaşım, sürücüye en uygun rotaları ve hatta daha verimli ve güvenli sürüş konusunda tavsiyeler sunar. Dinleyip dinlememek herkese kalmış, ancak bu yapay zeka saçma sapan tavsiyelerde bulunmayacak.
Ön camın iç yüzeyindeki projeksiyon perdesi. Fotoğraf: youtube.com
Böylece bu alışılmadık aracı ne kadar uzun süre kullanırsanız, alışkanlıklarınızı, sık ziyaret ettiğiniz yerleri, döngüsel ruh hali değişimlerinizi ve diğer parametreleri o kadar iyi tanır. Bu, zamanla bu arabanın basit bir demir parçasından sadık bir yoldaşa dönüşebileceği anlamına gelir.
Bu teknoloji mucizesi başka neler yapabilir?
Toyota FV2 yalnızca kullanıcının ruh haline uyum sağlamakla kalmıyor. Yüzeyi tam anlamıyla LED ekranlarla kaplı olduğundan gövdenin rengini tek bir komutla değiştirebilirsiniz. Bu aynı zamanda animasyonları, görselleri, videoları - ne istersen - gövde üzerinde sergileyebilmenin de nedenidir.
Ne yazık ki gösteri arabası, görünüşe göre tek bir kopya halinde bir araya getirilmiş bir konsept olarak kaldı. Yalnızca tek bir amaç için yapıldı: Toyota'nın mühendislik yeteneklerini göstermek. Yakın gelecekte bu tür araçları yollarda görmemiz pek mümkün değil ancak bazı teknolojileri oldukça mümkün.